Anglo-sakson istihbaratları için “ezeli düşman veya dost” yoktur

“`html

Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara’nın Gizemli Buluşması

Geçtiğimiz hafta, Suriye’nin lideri Ahmed Şara, New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sonrası, CIA’in eski direktörü David Petraeus ile bir araya geldi. İki eski düşman arasındaki bu buluşma, övgü dolu ifadelerle dolup taştı. Şara, “Geçmişte savaş alanındaydık, şimdi ise barış için diyalog kurduğumuz için mutluyum. Savaş deneyimi olan birisi barışın kıymetini daha iyi anlar.” derken, Petraeus da kendisini “Şara’nın büyük bir hayranı” olarak nitelendirdi. Daha önce, Ahmet Şara’nın Irak topraklarında ABD’ye karşı mücadele ettiği dönemde, Petraeus, ABD güçlerinin komutanıydı. ABD, Şara’nın yakalanması için tam 10 milyon dolarlık bir ödül bile koymuştu…

2003 Baharına Dönüş: Irak’ın İşgali

Şimdi biraz geriye, 2003 baharına dönelim. Bu dönem, ABD’nin Türkiye dahil, dünya genelinde Irak’ı işgal etmeye karar verdiği kritik anlar. O zamanlar Şara’nın nerede olduğu ve etrafındaki mücadelesinin boyutları tam olarak bilinmiyordu. Ancak, o dönem Irak’ta direniş göstermesi gereken militanların çoğunu ortada görememiştik. Anglo-Amerikan güçleri hızlı bir şekilde Bağdat’a ilerlerken, sonradan “direniş” gösterecek olan unsurların nerede oldukları büyük bir muammaydı. Irak’ın kadim başkenti, neredeyse sadece çocukların bulunduğu bir kalabalık tarafından özgürlük sembolü haline dönüşüyordu.

Yeni Dönem: IŞİD’in Ortaya Çıkışı

Aradan 11 yıl geçtikten sonra 2014 yazında, “Irak Şam İslam Devleti” adını kullanan silahlı gruplar, aniden Suriye’de geniş bir kontrol alanı kurdu. Bu dönemde, söz konusu gruplar, cinayet ve terör içeren yöntemlerini Suriye’ye taşımaya başladılar. Çoğunun, hızlıca edindikleri son model araçlar içinde ve ağır silahlarla kamuoyuna kendilerini sunmalarda kurgusal ögelerle bezeli hazırlıklar yaptıklarını unutmamak gerekiyor. Yalnızca intihar saldırıları değil; aynı zamanda büyük infazlar gerçekleştiren unsurlar, dünya kamuoyuna Hollywood film setlerini aratmayan görüntüler sundu.

Emperyal Stratejiler ve Hedefleri

Gelişen olaylar, bölgesel güçlerin ve emperyalist sistemin çıkarları doğrultusunda şekillenmişti. Irak’ın kaynaklarını kontrol etme ve Sudan’da benzeri bir durumu yaratma hedefi, bölgedeki denklemleri değiştiriyordu. Petrol fiyatlarını düşürerek Rusya gibi ülkelerin ekonomisine darbe vurmayı amaçlayan bu strateji, geçmişte Sovyetler Birliği’ne karşı başarıyla uygulanmıştı.

İsrail’in Tutumu ve Suriye’deki Kaos

2014 yılının sonlarına yaklaşıldığında, “Irak Şam İslam Devleti” (İŞİD) kontrol altına aldığı bölgelerle birlikte, Suriye’ye de taşarak kanlı eylemlerine devam ediyordu. Bu dönemde, İsrail’in Suriye’deki çatışmalara kayıtsız kalması dikkat çekti. Oysa Türkiye’nin komşusu olan bu ülke, birçok zaman Esad rejimine karşı askeri harekâtlar düzenliyordu, ancak IŞİD’in kontrolündeki bölgelere karşı adım atmamıştı.

Şara’nın Yükselişi ve Sonrası

Ahmed Şara’nın Suriye devlet başkanlığı koltuğuna oturmasıyla birlikte, İsrail bombardımanları hız kazandı. Şara’nın bu duruma karşı nasıl bir tavır aldığı sorgulanırken, Suriye’nin bağımsızlığını koruma konusundaki iradesi de merak ediliyordu.

Gizli Ortaklıklar ve Gerçeklik

Şara, düşmanlarıyla biraraya getirirken, aslında daha büyük bir oyun içine girmiş görünüyor. Tarih boyunca, ülkeler arasındaki kişisel düşmanlıkların yerini anlaşmalar ve ittifaklar alır; tüm bunlar, uluslararası çıkarların önceliğiyle iç içe geçmiş durumda. Savaşmak yerine gizli müttefiklerle birleşmenin faydası, giderek daha belirgin hale geliyor.

Okay Deprem

“`

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir