“`html
Bağımlılık: Toplum Sağlığını Tehdit Eden Bir Sorun
Bağımlılık, genel olarak fiziksel ve psikolojik olmak üzere iki ana kategoriye ayrılan ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Psikiyatri Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Zuhal Doğan Bektaş, kronik bir hastalık olan bağımlılığın insan ömrü boyunca risk teşkil eden madde ve davranışlara karşı önlemler almanın önemine dikkat çekmektedir. Tütün, alkol ve uyuşturucu gibi fiziksel bağımlılıklar ile kumar ve oyun bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıklar, beynin ödül sistemi olan dopamin sisteminin uyarılmasıyla ortaya çıkmaktadır. Bektaş, bağımlılık tedavisinin bireylerin ihtiyaçlarına özel olarak planlanması gerektiğini vurgulamaktadır.
1-7 Mart Yeşilay Haftası nedeniyle açıklama yapan Dr. Bektaş, hem kimyasal hem de davranışsal bağımlılıklar arasındaki benzerlikler ve sebepler hakkında bilgi vermektedir.
“Bağımlılığı sonlandırmak için ruhsal destek şart!”
Bağımlılığın topluma sürüklediği tehditler hakkında konuşan Bektaş, şunları belirtiyor:
“Bağımlılık, hem birey hem de toplum için derin yaralar açarak aile yapılarını ve toplumsal güvenliği olumsuz etkileyebilir. Kişi, belirli bir maddeye veya davranışa karşı kontrol edilemeyen aşırı bir istek duyar.
Bu durum, kişinin yaşamında fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan ciddi sorunlarla karşılaşmasına neden olsa da, bağımlılıktan kurtulmak oldukça zorlaşır. Gün boyu zamanın çoğunu maddeyi elde etme çabasıyla geçirir.
Bu kişiler, sosyal ilişkilerinde ve sorumluluklarını yerine getirmede büyük zorluklar yaşarken, tüm bu olumsuz etkilerin bilincinde olmalarına rağmen bağımlılığı sonlandırmak için ruhsal destek almadan başarılı olmak çok zordur.
Ruh sağlığı uzmanlarından alınacak destek, bu zorlu yolculukta başarı oranını artıracaktır. Unutulmamalıdır ki bağımlılık, tedavi edilebilen bir beyin hastalığıdır.”
“Tolerans gelişimi, bağımlılığın önemli bir işareti”
Bağımlılığın iki ana türü olan fiziksel ve psikolojik bağımlılıklara dikkat çeken Bektaş, “Fiziksel bağımlılık, bedenin bir maddeye (örneğin alkol, uyuşturucu veya nikotin) karşı geliştirdiği bir çeşit bağımlılıktır. Beden bu maddeyi olmadığı zaman normal işlevlerini sürdüremeyecek şekilde kabullenir. Tolerans gelişimi, fiziksel bağımlılığın belirgin belirtilerindendir. Tolerans arttıkça, birey daha fazla madde tüketmek zorunda kalır.” diye ekliyor.
“Alkol, kumar ve teknoloji bağımlılığında ortak faktör: Dopamin salınımı”
Dr. Bektaş, kimyasal ve davranışsal bağımlılıkların temelinde yatan ortak noktanın dopamin salınımı olduğunu ifade ederek sözlerine devam ediyor:
“Tütün, alkol veya diğer maddeler, beynin ödül sistemi üzerindeki etkileriyle bağımlılık yapar. Bu kimyasalların beyin üzerindeki etkisi, dopamin salımını tetikleyerek kişiyi tekrar aynı maddeyi kullanmaya yönlendirir.
Kumar ve teknoloji bağımlılığı ise davranışsal bağımlılıklar arasında yer almaktadır. Bu bağımlılık türlerinde de dopamin sistemi uyarılmaktadır.
Kişi kumar oynarken kazanç sağladığında ya da sosyal medyada beğeni aldığında, bu durum dopamin salınımına yol açarak geçici bir haz sağlar. Bu ödül arayışı, kişilerde bağımlılığı pekiştiren bir döngü oluşturur.
“Yoksunluk belirtileri için ilaç desteği gerekiyor”
Dr. Zuhal Doğan Bektaş, maddenin kullanılmadığı dönemlerde yoksunluk belirtilerinin ortaya çıktığını belirtmekte ve şu bilgileri paylaşmaktadır:
“Yoksunluk belirtileri, genel olarak kullanılan maddeye göre değişiklik göstermektedir. Bu belirtiler arasında uyku düzensizliği, iştah kaybı, terleme, bulantı, kas ağrıları ve titreme gibi durumlar yer almaktadır. Bu sıkıntılar, kişiyi tekrar madde kullanımına yönlendirebilir. Yoksunluk belirtileri ile başa çıkmak için kullanılan ilaçlar, hastaların madde bırakma sürecindeki zorluklara yardımcı olmaktadır.”
“Psikolojik bağımlılık için terapötik yaklaşımlar etkili”
Dr. Bektaş, “Psikolojik bağımlılık, kişinin maddelere veya davranışlara karşı duyduğu zihinsel ve duygusal ihtiyaçtır” diyerek devam etti:
“Kişi, bağımlı olduğu şeyin sağladığı ödülü arayışında stres, üzüntü ve kaygıdan kaçış sağlamaktadır. Bu tür bağımlılıklar, kişi yoksunluk belirtileri göstermez fakat yoğun istek ve düşüncelerle başa çıkmak zorundadır. Genellikle fiziksel bağımlılığa göre daha uzun sürer, çünkü kişi fizyolojik bir ihtiyaç hissetmese de duygusal açıdan maddeyi aramaktadır.
Psikolojik bağımlılıkla mücadelede terapi yöntemlerinin kullanılması, nükslerin önlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Dr. Bektaş, bağımlılıkla mücadelede birey odaklı yaklaşımların önemine vurgu yaparak, “Bağımlılığın tedavi süreci tamamlandıktan sonra, kişinin bağımlılık riski taşıyan durumlara karşı önlem alması gerektiği unutulmamalıdır. Psikoterapi yöntemleri, bu süreçte etkili bir mücadele aracı olarak öne çıkmaktadır.” dedi.
“Bağımlılıkla mücadelede proaktif yaklaşımlar geliştiriyoruz”
Dr. Bektaş, “1-7 Mart Yeşilay Haftası kapsamında yapılan bilgilendirmelerin toplumda farkındalık yaratmada önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Özellikle bağımlılıktan uzak, sağlıklı bir yaşam için planlı çalışmalara devam ediyoruz. Atlas Üniversitesi’nin bağımlılık komisyonu olarak, bağımlılıkla mücadele için stratejik planlar yapıyor ve etkili çözüm önerileri geliştiriyoruz. Ulusal ve uluslararası düzeyde bağımlılıkla mücadelenin örnek modeli olmayı hedefliyoruz.” şeklinde açıklamada bulundu. (DHA)
“`
More Stories
Kahve diş minesini mahvediyor! Hemen fırçalamak yanlış, 30 dakika bekleyin
Çocuğunuzda duruş bozukluğu var mı?
Otizmli bireylerin aileleri destek beklerken, Sağlık Bakanlığı’ndan iptal kararı!